“Dünyayı yönetenler, hikâye anlatanlardır.”
Kızılderili Atasözü
Işığıyla herkesi büyüleyen, girdikleri ortama canlılık katan insanlar, aynı zamanda iyi birer hikâye anlatıcısıdır. Anlatacak güçlü bir hikâyeniz varsa sizi coşkuyla dinleyecek insanlar da vardır. İster üniversitede öğrenci olun ister öğretmen… Bir yönetici veya çalışan… Derdinizi anlatmanın en keyifli yolu hikâyenizin değerini bilmek ve kurgusuna yaşamdan ilhamla özgün eklemeler yaparak onu zenginleştirmektir.
İnandığınız şeyi anlatın…
Yeni çıkan bir müzik albümüyle tanışmanızı sağlayan ilk şarkı her zaman en önemlisidir. Çünkü o şarkı albümdeki diğer şarkıların kapısını açacak bir anahtar veya kapatacak bir kilit olabilir. Kendinizi anlatırken seçtiğiniz ilk cümleler de bir anahtar veya kilit görevi görür. Klişe kalıp cümleler kullanarak, coşkulu bir dinleyici grubuyla aranıza sert bir duvar yükseltebilirsiniz kolaylıkla. Onlara size ilham veren şeyleri, ayağınıza takılan taşları, fikirlerinizin havada nasıl uçuştuğunu anlatın. İnandığınız bir hikâyeniz varsa bütün vücudunuz anlatımınıza eşlik edecektir. Hikâyenize buram buram kokular, tıkırtılar, mırıldanmalar, savrulmalar ekleyin. Ekleyin ki, hikâyeniz sizi nasıl etkiliyorsa, dinleyenlerin de ruhunda sıcak bir yer bulabilsin.
Yön değiştirin…
Her zaman aşağı doğru akan bir nehir değil arada yön değiştiren, akmayan ya da coşkuyla akan bir nehir akılda kalır. Hikâyenizi anlatırken merkezden uzaklaşmadan farklı yönlere gitgeller yapın. Sizin diğer nehirlerden ayıran özelliğinizi vurgularken bunun dinleyicilerin hikâyesine atılan asma köprüler olduğunu unutmayın. Köprülerinizi sürprizlerle, sıra dışı ayrıntılarla güçlendirin.
Olumsuz ayrıntıları gizlemeyin…
Sadece başarılarla dolu bir hikâye hiç erimeyen bir dondurma gibidir. Plastiktir. Hikâyenizin güçsüz yanlarını, tökezlediğiniz anları ve başarısızlıklarınızı da hikâyenizin içinde anmayı unutmayın. Bu ayrıntılar dinleyicilere onlar gibi kanlı canlı bir insan olduğunuz mesajını iletir ve aranızdaki bağı sağlamlaştırır. Hikâyenizin kahramanı olarak bu zorluklarla nasıl baş ettiğinizi cesaretle anlatın.
Tarihler değil duygular…
Hikâyenizin kronolojik ayrıntıları kafa karışıklığına yol açabilir. Tarihleri sıralamak yerine olayları birbirilerine duygu zincirleriyle bağlayın. Hangi olaydan sonra bu fikri bulduğunuzu, fikrinizi geliştirirken nasıl duygular içerisinde olduğunuzu, en çok ne zaman heyecanlandığınızı korkmadan anlatın.
Ne olursa olsun anlatacak en az bir hikâyeniz olsun. Bu hikâyenin üstünde çalışmak aynı zamanda kendi yaşam kurgunuzun üstünde çalışmaktır. İlhamınız bol olsun, ruhunuza attığınız asma köprüler size gösterişli hikâyeler taşısın.