Kalbinden Öpülecekler
Bizlere bahşedilmiş olan paha biçilmez bir hediye var.
Yapılmış olan araştırmalar nüfusun %1 - %2’lik kısmının bu hediyeye sahip olduğunu söylemekte.
Ben de bu hediyelendirmeye sahip olanlardanım sonsuz bir şükür eşliğinde.
Öncelikle bu hediye ile ilgili minnak bir girizgah yapayım sizlere.
Çoğumuzun, en azından minimal EMPATİ deneyimlemesinin, yani bir başkasının duygusunu, düşüncesini anlayabilme nedeninin, duyular ile bağlantısı olan beyin hücreleri, yani AYNA NÖRONLAR olduğu tespit edilmiştir.
Biri incindiğinde üzgün hissetme, başka birinin başarısı karşısında mutluluk yaşama, biri kahkahalar ile güldüğünde bir süre sonra nedensiz bir şekilde ona eşlik etme gibi durumlarda, beynin gözlemlenen duyulara karşılık gelen bölgelerinde, AYNA NÖRONLAR sayesinde hareketlenme oluştuğu araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Herkesin duygu, düşünce, beden hissini doğallıkla algılayabilen, EMPAT olarak adlandırılan kişilerde, AYNA NÖRON denilen bu beyin hücrelerinin ortalama sayıdan daha fazla olması hediyesiyle, KUANTUM DOLAŞIKLIK denen zaman, mekan, mesafe bağımsız olarak, bir kişinin atom altı parçacıklarının, elektronlarının, fotonlarının sizin varlığınıza karışması deneyimine sahip olabilirsiniz. Ve bu durum, o kişi ile aynı şeyleri birebir deneyimlercesine sizin varlığınızda çok yoğun bir empatiye yol açar.
Bunun genetik bir bileşen kaynaklı olmasının muhtemel olduğu yapılan çalışmalarla belirtilmiş, bununla birlikte, diğer belirleyici faktörlerle ilgili araştırmalar devam etmektedir.
Bendeniz de bulunduğum ortamda yer alan kişilerin duygu, düşünce, beden hissi yanı sıra herhangi bir mekânın enerjisini fazla aktif ve heyecanlı AYNA NÖRONLARIMLA doğallıkla aynen kopyalayabilenlerdenim.
İşte tam da bu muhteşem hediye nedeniyle, özellikle pandemi ile başlayan dönemde, endişe, korku, umutsuzluk ve benzeri düşük frekanslı duygu, düşüncelerle sarmalanmış kalabalık gruplar yanı sıra, gerçekleştirdiğimiz bireysel çalışmalarda hiç fark etmeden çokça kopyaladıklarım olmuş.
Benim eşsiz olarak tanımladığım bu hediyelendirme ile varoluş oyununda birçok deneyimden geçtim şimdiye kadar kolaylıkla, şahitlik alanında gözlemci kalarak.
Ve fakat, doğallıkla gerçekleşen bu durum kaynaklı, hayat yolculuğumda ilk defa, hiçbir kelime ile ifadesi mümkün olmayan, kolay hissettirmeyen deneyimler yaşadım.
Bir anda, bedenimin enerjisinin sıfırlandığı, ruhumun yorgun düştüğü, zihnimin karıştığı bir halde dolaşık buldum kendimi.
Deneyimin getirdikleriyle olanın karşısında kabulle eğilirken, deneyimin bana ne katmak için yaşandığını kendi alanımda, kendimle kalarak anlamaya çalışırken, deneyimin şiddetini hafifletmek için dualarınızla, iyi dileklerinizle ve enerjinizle sorgusuz, sualsiz saf bir sevgiyle alan tutan, sabırla bekleyen, yormadan, sessizce yanımda durarak şefkatle kucaklayan SİZ’ler, her birinizin KALBİNDEN tek tek ÖPÜYORUM.
Sizden gelen mesajlarla, telefonlarla gördüm ki, hiç anlamadan kısacık bir AN’da kocaman bir aile olmuşuz.
Fark ettim ki, BEN’den, SEN’den geçmiş, BİZ olmuşuz.
Nezaketle sınırımızı bilmenin yanı sıra, sınırsızca TEK olmuşuz.
Bu süreçte bir kere daha anladım, deneyimlerin sarp ve kolay olmayan alanlarından yalnız başımıza geçmemiz gerekse bile, engebeli yollarda, kimi zaman uçsuz bucaksız uçurumlara düştüğümüzde, voltranı oluşturan BİR‘liğin gücüyle zorlayıcı etkinin şiddeti azaltılabilmekte.
Oyun alanının hızına kaptırmış giderken, aniden durdurulup kendimle kalınca, neden bu oyunda olduğumu/olduğumuzu net bir şekilde HATIRLADIM yine sonsuz bir minnetle.
HATIRLAMA sürecinin bendeki çalışma şekline ilişkin özetle şunları söyleyebilirim ilham olması ümidiyle.
∞ Her ne deneyim yaşarsak yaşayalım, deneyime direnmek yerine olanın artık olduğu gerçeğini kabul etmek
∞ Deneyimin bize ne düşündürdüğünü, ne hissettirdiğini, bedenimize nasıl yansıdığını yargısızca fark etmek
∞ Deneyimin bizde yarattıklarının girdabına kapılmadan, yanı sıra nelere sebep olduğunu gözlemleyerek ve izin vererek olma hali ile sadece kendinle, kendinde durmak
∞ Deneyimin en alevli anında deneyimin hararetiyle yansıyan düşünce, duygu ile eylemde bulunmamak
∞ Deneyimin ateşi korlanmaya başladığında objektif olarak deneyimin bizde nerelere dokunduğuna bakmak
∞ Deneyimin objektif analizi sonucunda kendimizi özgürce ifade etmek ve kalbin işaret ettiği eylemde bulunmak
∞ Eylem sonucunda anlaşılmak gibi bir beklenti geliştirmeden sadece kendi gerçekliğimizi yansıtmak ve yola, yolculuğa devam etmek
∞ Tüm bunları kendi sınırlarımızı koruyarak, onaylanma ihtiyacı olmaksızın yapmak
∞ Yaptığımız her eylemi sevgi için, sevgi ile yapmak
∞ Yaşamış olduğumuz deneyimin yaşandığı gerçekliğinin kabulündeyken, deneyimi mevcut hali ile alanımıza alıp kendimizi etkisine ve sürekliliğine açık hale getirmeyi seçmek zorunluluğunda olmadığımızı hatırlamak
HATIRLAYINCA karanlıklar, aydınlık oldu
HATIRLAYINCA zorlar, kolay oldu
HATIRLAYINCA zayıflıklar, güç oldu
HATIRLAYINCA prangalar yok oldu
HATIRLAYINCA dolaşıklıklar çözülür oldu
HATIRLAYINCA aynalar kalktı, her şey TEK oldu
HATIRLAYINCA illüzyon perdesi aralandı, gerçek görünür oldu
HATIRLAYINCA sınırlamaya çalışan bentler aşılır oldu
HATIRLAYINCA bir nehir gibi dingin, özgür, içindeki her şey ile birlikte uyumla, kolaylıkla akılır oldu
HATIRLAMANIN sorumluluğuyla, oyun alanına katkı sağlamak için “SİZ” KALBİNDEN ÖPTÜKLERİM ile yola ve yolculuğa yan yana devam edelim o halde diyorum.
Yolculuk hali bu, hepimizin başına her şey gelebilir.
Bedenen, Ruhen, Zihnen;
DÜŞEBİLİRİZ
YORULABİLİRİZ
KARIŞABİLİRİZ
Önemli olan, dinlenip, demlendikten sonra, karışıklıkları kabulle, sabırla, şefkatle, sevgiyle çözdükten sonra, yeniden ayağa kalkıp, üstümüzdeki tozu, kiri temizleyip daha güçlü bir; ÜMİTLE, İNANÇLA, NEŞEYLE, KEYİFLE yeniden yolculuğa devam etmektir.
Madem öyle hatırlatıyorum hepimize;
- ÜMİDİ yeşert,
- VİZYONLA,
- KALPTEN iste,
- EYLEMİNDE bulun ve
- OLSUN
Sahne yeniden BİZ ’lerin madem, elimizden gelenin en iyisi ile rolümüzü sergileyelim neşeyle, keyifle, hafiflikle, su gibi akıcı bir şekilde.
Ve antrak biter,
Varoluş Oyunu yeni bölümüne tüm ihtişamıyla BAŞLAR :)